Aile İçi İletişim Çatışma ve Çözme Becerileri
İletişim, herhangi bir mesajın bir diğer kişinin anlayabileceği duruma getirildiği amaçlı bir eylemdir. İletişim esnasında mesajın niteliğinin büyük önem taşıdığını belirtmek gerekiyor. Bu noktada görev iletişimi başlatan kişiye düşüyor. Çünkü mesajın hedefteki kişiye yani iletişim kurulan kişiye doğru şekilde iletilip iletilmediği, tamamen mesajın niteliği ile ilgilidir. Mesajın içeriğinin ne olduğu, iletilmek isteneni ne oranda yansıttığı ve hedefteki kişide istenen etkiyi gösterip göstermediği gibi konuların gözden geçirilmesi gerekir.
Öncelikle başarılı iletişimin temel koşulunun da her birey tarafından biliniyor olması gerekir. Bireylerin başarılı bir iletişim tablosu yakalayabilmek için karşı tarafın bakış açısını da göz önünde bulundurması gerekiyor. Zira aile içi iletişimde de bu durum son derece önemlidir ve bir gerçekliğe varılabilmesi için karşı tarafın bakış açısının bilinmesi, bilinmiyorsa öncelikle bakış açısının öğrenilmesi gerekir.
Aile hayatında iletişim ise biraz daha farklı bir paralelde incelenmeli! Çünkü aile içerisindeki tüm bireyler arasında duygusal bir bağ da bulunuyor. Dolayısıyla iletişimin de bu duygusal bağdan ayrı değerlendirilmemesi gerekiyor. Bununla birlikte aile içerisinde her bireyin iletişiminin aile sistemini etkiliyor olmasını da göz ardı etmemek gerekir. Ailede her bir bireyin davranışları da aile sistemini olumlu ya da olumsuz etkiler. İşte bu nedenle aile içerisinde iletişim ve her bir bireyin bakış açısının ailenin diğer üyeleri tarafından biliniyor olması çok daha fazla önem taşıyor. Doğru iletişimin kurulabilmesi ya da aile içerisinde mevcut iletişim yöntemlerinin gözden geçirilmesi için aile iletişim modellerine göz atılmasında fayda olacaktır.
Aile İletişim Modelleri
Genel olarak tüm dünyada kabul görmüş olan aile içi iletişim modelleri şu şekildedir:
Tekelci İletişim Modeli
Bu iletişim modeli geleneksel yapıya sahip olan ailelerde daha fazla görülüyor. Bu iletişim modelinde iletişim sadece tek kişiye odaklıdır. Bu kişide çoğunlukla ailedeki baba ya da dededir. Kalabalık ailelerde de karşımıza çıkabilen tekelci iletişim modelinde ailenin tüm üyeleri bu tek kişinin isteklerine, görüşlerine ve bakış açısında uyar. Herhangi bir aile üyesinin uymaması durumunda ise çatışma yaşanır. Çatışmanın çözülmesi ise yine bu tek kişinin taleplerine uyulması ile mümkün olabilir.
Dengesiz Dağılan İletişim Modeli
Dengesiz dağılan iletişim modelinde aile üyelerinden biri iletişimde çok daha baskın oluyor. Bu kişi genellikle aile tarafından daha zeki, daha bilgili bulunuyor ve bu artı özellikleri nedeniyle iletişimde de daha baskın bir rol üstleniyor. Ancak aile içerisinde bu baskınlık zamanla iletişim sorunlarına yol açabiliyor. Dolayısıyla iletişimde sürekli olarak çatışmalar yaşanıyor. Ancak bu çatışmalarda kazanan taraf da yine bu baskın aile üyesi oluyor. Çünkü baskın olma avantajını kullanıyor.
Dengeli Dağılan İletişim Modeli
Dengeli iletişim modelinde aile üyeleri eşitliğe önem veriyor ve bundan kaynaklı olarak da çok daha az oranda çatışma yaşanıyor. Yapılan incelemede bu iletişim modelinin görüldüğü ailelerde aile üyelerinin farklı bir alanda uzmanlaştığı ya da otoriteyi elinde tuttuğu da göze çarpıyor. Örneğin ailede anne çocuklar ile ilgili kararlarda daha baskın olurken baba ekonomik konularda daha baskın oluyor ve aile içerisinde karşılıklı olarak otoriteler kabul gördüğünde iletişim çatışmaları da yaşanmıyor. Türkiye’de yaygın şekilde görülen iletişim modeli dengeli dağılan iletişim modelidir.
Eşitlikçi İletişim Modeli
Bu iletişim modelinde her bir birey iletişime eşit oranda katılıyor ve aile üyelerinin iletişimdeki baskınlıkları da eşit düzeyde oluyor. Bir anlamda aile içerisinde lider konumda olan bir bireyin olmadığını da söyleyebiliriz. Eşitlikçi iletişim modelinin temeli eşitliğe dayanıyor ve aynı zamanda iletişimde güvenilirlik noktasında da bir eşitlik göze çarpıyor. Elbette bu iletişim modelinde de az da olsa aile içerisinde çatışma oluyor. Ancak çatışmalarda aile üyeleri duygu ve düşüncelerini dile getiriyor ve bu sayede bir uyumun yakalanması, çatışmanın çözülmesi mümkün olabiliyor. Uzmanların en sağlıklı iletişim modeli olarak gösterdikleri aile içi iletişim modeli budur.
Çatışmaya Yol Açan İletişim Engelleri
Bu noktada ‘aile içi iletişimde neler çatışmaya yol açıyor’ sorusu da akıllara gelebilir. Çatışmaya yol açan unsurların bilinmesi, çatışma sayısını azaltırken çözüme daha kısa sürede ulaşılmasını da sağlayabilir. Bu nedenle çatışmaya yol açan iletişim engellerini de hatırlatmakta fayda olacaktır.
Yapmacık Kabul
Aile içerisinde sıklıkla yaşanan yapmacık kabul durumu çocuk ile aile arasında sıklıkla çatışmaya yol açar. Örneğin çocuğun yatma zamanı geldiği halde yatmak istemediğini varsayalım. Görünürde anne ya da baba çocuğun geç yatmasını kabul etmiş şekilde konuşuyor ancak yüz ifadeleri ya da mimikleri bu durumu onaylar nitelikte olmuyor. Bu durumda çocuklara oldukça karmaşık bir mesaj gidiyor. Dolayısıyla çocuklar böyle durumlarda davranışının kabul görüp görmediği konusunda akıl karışıklığı yaşayabiliyor. Uzmanlara göre bu durum çocukların benlik saygısına zarar veriyor.
Doğru Aynalama Yapamamak
Öncelikle ‘aynalama’ kavramını açıklamak gerekir. Çocuğun duygularını anlamak ve geri yansıtabilmek aynalamak olarak adlandırılıyor. Doğru aynalama yapamamak ise en önemli ve sıklıkla yaşanan iletişim engellerinden biri olarak değerlendiriliyor. Aynalamanın doğru şekilde yapılması ise çocukların empati kurmayı öğrenmesini ve aynı zamanda duygu ile düşüncelerini ifade etme becerilerinin kuvvetlenmesini sağlıyor.
Sen Dili
Yine iletişim engellerinden biri de sen dilidir. Çocuklara ‘bu senin hatan’, ‘bunu sen yaptın’, ‘sen buna karar vermezsin’ şeklinde bir iletişim dili ile yaklaşılması, çatışmalara yol açabiliyor. Bunun yerine soruna neden olan davranışın konuşulması gerekiyor. Çünkü çocuklar bu durumda ailelerin tepki gösterdiği şeyin davranışı değil bizzat kendisi olduğunu düşünüyor. Uzmanlar çatışmalarda sen dilinin olabildiğince kullanılmamasını, bunun yerine davranışların masaya yatırılmasını öneriyor.
Eşlerin Sorunu Çocuğa Yansıtması
Eşlerin birbirleri ile sorun yaşadıklarında çocukların üzerine fazlaca düşmeleri ancak aynı zamanda birbirleri ile olan iletişimi de kesmeleri çocuklarda kaygı düzeyinin yükselmesine yol açıyor. Zamanla çatışmalar baş göstermeye başlıyor. Hatta çocukların aileden uzaklaşmasına bile yol açabildiğinin altını çizmek gerekiyor.
Çatışma Çözme Becerileri
Aile içi iletişimde çatışmaları çözmek için bazı yollar denenebilir. Aileler bu konuda başarılı olamadıklarında bir uzmandan yardım da alabilir. Başlıca çatışma çözme yollarını ise şu şekilde listeleyebiliriz:
Dışsallaştırma
Özellikle sorunun objektif bir şekilde değerlendirilemediği durumlarda dışsallaştırma tekniği tercih edilebilir. Çünkü dışsallaştırma konuyu objektif şekilde değerlendirmeyi sağlayan bir yöntemdir. Problemin kişiden bağımsız bir şekilde ele alınması gerekir. Yani sorun aslında ayrı bir mevcudiyet kazanır da diyebiliriz. Problemin kişiye atfedilmemesi, tek başına ortaya konması daha kolay çözülmesini kimi zaman sağlayabiliyor. Çünkü sorunun kişiden ayrı değerlendirilmesi durumunda problemin gücü de zayıflamış oluyor. Bununla birlikte aile üyeleri arasındaki suçlamalar da azalıyor.
Etkin Dinleme
Aslında iletişimde ‘etkin dinleme’ çok önemlidir. Çocukların etkin bir şekilde dinlenmemesi ise bir dizi soruna daha yol açar. Çünkü etkin dinleme duyguların doğru şekilde anlaşılmasını sağlar. Sorunun kaynağının tespit edilmesini de sağladığından geriye sadece problemi çözmek kalır.
Ben Dili
Bu yöntemde çocuğun davranışının ebeveynde ne gibi bir rahatsızlığa yol açtığının anlaşılması hedeflenir. ‘Yemek yemediğinde ben üzülüyorum’, ‘oyuncaklarını kırdığında ben endişeleniyorum’ gibi çocuğu suçlamadan sadece davranışın anne ya da babadaki etkisinin konuşulduğu bir iletişim modelidir. Aile içi ilişkileri güçlendiren bu çatışma çözme yöntemi anlaşmazlıkları çözmeyi sağladığı gibi çocuklarda empati kurma becerisini de güçlendirir.